MESNEVİ
MESNEVİ
Gel dinle şimdi, açayım da sözü,
Tek tek söyleyeyim ondaki özü.
Hakk’ın hikmeti en eski demdendir,
Şu sözlerin yorumu Âdem’dendir.
Şu cihan, iki cihanca pek dardır,
Geniş bak, böyle yüz bin cihan vardır.
Çok büyük cihandır gönül cihanı,
Kendini arayanlar bulur onu.
Şu nefs şehrinden vereyim de haber,
Ondan ümit ve beklentini gider.
Sana gönderilmiş iki sultan var:
Ten mülkünü zaptetmek ister bunlar.
-Yunus Emre
Dem: An, zaman. Hikmet: Herkesin bilmediği gizli sebep, varlığın yaratılmasındaki ilahi amaç.
Nefs: Kulun kötü olan huy ve arzularının kaynağı
Mesnevi: Divan edebiyatının nazım şekillerinden birisi olan mesnevinin sözlük anlamı "ikişer, ikişerli" demektir. Edebiyat terimi olarak anlamı ise, her beyiti kendi arasında kafiyeli iki beyitten binlerce kadar uzanan bir nazım şeklidir. "aa bb cc dd vs." şeklinde kafiyelenir.
Beyitlerin ayrı ayrı olması yanında, her beyitin anlamının kendi içinde tamamlanması ve öteki beyitlere geçmemesi mecburidir. Beyitler arasında yalnızca konu bütünlüğüne dikkat edilmiştir.
Mesnevi aruzun kısa kalıplarıyla yazılır; daha çok şu kalıplar kullanılmıştır:
- mefâ'îlün mefâ'îlün fe'ûlün
- mef'ûlü mefâ'ilün fe'ûlün
- fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün
- Fe'ilâtün Fe'ilâtün Fe'ilün
Hamse
Aynı şair tarafından kaleme alınmış beş mesneviye hamse denir.
Hamse geleneğini başlatan sanatçı Genceli Nizami'dir. Nizami; mesnevide İran edebiyatının en büyük şairidir.
Nizami'nin hamsesini oluşturan beş mesnevi:
- Mahzenü'l-Esrâr
- Leylî vü Mecnûn
- Hüsrev ü Şirin
- Heft-peyker
- İskender-nâme
Mesnevinin ana bölümler hâlinde kurgulanmış kendine özgü bir mimarisi vardır. İlk döneme ait Türkçe mesnevîlerde her şairin riayet ettiği bir mesnevî formundan söz etmek mümkün değildir. Nazım biçiminin kullanımı edebiyatta yaygınlaştıkça mesnevi formu da belli bir sistematik kazanmıştır.
Klasik mesnevi formunun unsurları şu şekildedir:
- Besmele
- Dibâce (ön söz)
- Tevhîd
- Münâcât
- Mi'râciye (Mi'râc-ı Nebi)
- Medh-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn
- Sebeb-i te'lîf (eserin yazılış sebebi)
- Âgâz-ı Dâstân (konuya başlangıç),
- Hâtime (sonuç).
Bu unsurlara dair bazı açıklamalar:
Sebeb-i te'lîf: Eserin yazılış nedeninin anlatıldığı bölümdür. Bu bölüm için "sebeb-i nazm-ı kitâb" şeklinde adlandırmalar vardır.
Âgâz-ı dâstân: Esas konunun işlendiği bölümdür. Mesnevinin en hacimli bölümüdür. Bu bölüm için âgâz-ı kitâb, âgâz-ı kıssa şeklinde adlandırmalar da vardır.
Hâtime: Mesnevilerin bitiş bölümüdür. Bu bölümün edebiyat tarihi açısından en önemli yönü, mesnevinin adı, kaç beyit olduğu, nerede ve ne zaman yazıldığı gibi birçok birincil derecede önemli bilgileri içermesidir.
Konu ne olursa olsun bir mesnevide bu bölümlerin pek çoğu bulunur.
Mesnevide olaylar bir masal anlatımı ile sürer. Anlatış ve tasvirler akıl ve mantık sınırından taşarlar. Yer ve zaman belirsizdir. Tasvirlerde aşırı abartmalar göze çarpar. Hikâye kahramanları olağanüstü davranışlarda bulunurlar. Ağırlık merkezi aşk olan mesnevilerde cin, peri, dev, cadı, ejderha gibi masal motifleri çok bulunur. Bazan bu aşk ve imajlar, tasavvufi veya alegorik-sembolik nitelikler gösterebilirler.
Mesnevilerde konu değişik olabilir:
- Aşk (msl. Leyla ile Mecnun),
- din-tasavvuf (msl. Mevlid),
- didaktik-ahlaki (msl. Hayriyye-i Nabi),
- savaş ve kahramanlık (msl. Gazavatname),
- bir şehir ve güzel anlatımı (msl. Şehrengiz),
- mizah (msl. Harname),
- ilim (msl. kıyafetname),
- sözlük bilgisi (msl. Tuhfe-i Vehbi) ve
- tarih (msl. Muradname) bunlardan birkaçıdır.
Mesnevilerde her beyitin ayrı kafiyeli olması nedeniyle büyük bir yazma kolaylığı vardır. Bu yüzden anlatım esasına dayanan, hikâye niteliği taşıyan destanlar, uzun aşk hikâyeleri, şehrengizler, didaktik(öğretici), dini-ahlaki konular mesnevi nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Bunun yanında divan şairleri arasında mesneviye hiç iltifat etmeyenler de vardır (msl. Bakî, Nedim).
Eski edabiyatımızda mesnevi asla gazel ve kaside gibi ön planda tutulmamış, hatta yalnızca mesnevi yazan şairlerin sanatı küçümsenmiştir.
Mesnevilere Dair Bazı Notlar
- Türk edebiyatındaki ilk mesnevi örneği; Kutadgu Bilig adlı eserdir.
- Anadolu sahasında hamse sahibi ilk şair, Hamdullah Hamdi'dir.
- Tüm Türk edebiyatı genelinde bakıldığında hamse sahibi ilk şair; Ali Şir Nevai'dir.
- Fuzuli, hamse sahibi bir şair değildir.
- Baki ve Nedim mesnevi türünde herhangi bir eser kaleme almamıştır.
- En çok mesnevi kaleme alan sanatçı Lamii Çelebi'dir.
- Aşık Paşa'nın Garip-name adlı eseri Türk edebiyatındaki ilk büyük teli'f Türkçe mesnevidir.
- Özellikle aşk konulu mesnevilerde sonuç hicran (ayrılık) ile biterken Nabi'nin Hayrabad adlı mesnevisi bir vuslatla (kavuşma, mutlu son) sonuçlanmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder